Trump'ın damadı olan Kushner, Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilmiş. Damat kushner trump'ın avukatı Alan Dershowitz tarafından aday gösterildi. Sebebi ise ırkçılık karşıtı "Siyahi hayatlar değerlidir" projesi. Artık reklam kokan hareketler mi yoksa gerçek hayır mı biz bilemeyiz tabi ama konu damat olunca trump'ın tüm haber sitelerinde manşet oluyor.

cin çıkarma adı altında cinayete kurban giden bir insan

Amerikan doğumlu bir Alman, gelişmekte olan piyasalar fon yöneticisi ve Mobius Capital Partners LLP'nin kurucusudur olan ünlü yatırımcı Mark Mobius'un Türkiye ve kur hakkındaki açıklamaları: “Türkiye'ye yatırım yapmaya devam edeceğiz. Hükümet, Türk lirasının değerinin koruyan son derece mantıklı, iyi bir adım attı ve lira çok güçlendi.” Umarım gerçek anlamda halk adına güzel gelişmelere mehal olunur bu adım ve kararlar.

her yıl olduğu gibi ne tesadüftür ki 14 şubat tarihine denk gelecek olan anlamsız gün. fakat pandemiyi bahane ederek sevgilisine hediye almayı düşünmeyenlerin 14 şubat günü sabah kahvaltısı yapmamaları önerilir. çünkü zaten en az 2 gün boyunca bol miktarda trip yiyecekleri için onunla rahatça idare edebilirler. (!)

sevgililer günü kapitalistlere göre bir bayram, erkeklere göer kuyumcuların zenginliklerine zenginlik kattığı zaman dilimi, kadınlara göre ise merâsimlerle idrâk edilmesi gereken tarihi bir an, bir ritüeldir.

hediye neyse de; en azından sevgililer gününde sevgilinizi yemeğe çıkarma derdinden -şimdilik- kurtulduğunuz söylenebilir. ama unutmayın ki, çıkarılmayan yemekler, alınmayan hediyeler, gidilmeyen konserler fâiziyle geri istenir.


aşkın bir gün değil her gün yaşandığını düşünenlere göre sevgililer gününün bir önemi yoktur. mühim olan ortada fol yok yumurta yokken sürpriz yapmak, hiçbir şey olmadığı halde sırf 'seni seviyorum' demek için aramaktır. (işte bunlar hep, aşırı romantik film izlemenin sonucudur.)


sevgililer gününde hediye almamak kadar, 'al sana para, ne istiyorsan kendin al' demek de büyük bir kabalıktır.

ama sevgililer gününün türk geleneklerinde yeri olmadığı, pek çok şey gibi bize ejjjnebilerden (!) geldiği de bir gerçektir. bu yıl sevgililer günü havada aşk kokusunun değil virüs kokusunun olduğu bir gün olacağından dolayı dikkat edilmesi önerilir.

ayrıca sevgi emekse, sevgililer gününün emekliler günü niyetine kutlanarak 1 günlük prim, avans mavans verilmesi gündeme gelmeli, bu konu üzerinde fikir yürütülmelidir. amaç, ülkemizin kalkınması için tavsiye vermektir.


yalnızlar ise şubat'ın 13 çekmesini, kalan günler mart ayına eklenerek 14 şubat işkencesinden kurtulmayı temenni eder. (!)

aslında 14 şubat gelince en fazla mutlu olan kişiler sevgilisinden pahalı bir hediye alan insanlar değil, sevgiliyle mevgiliyle işi olmayanlardır. çünkü ceplerinden para çıkmayacaktır, bunun gibi rahatlık yoktur!

ama kadınların çoğu sevgililer gününde fazla bir şey beklemezler, o kadar da abartmamalıdır. sonuçta keman eşliğinde bir akşam yemeği veya bir adet tektaş bile yeter onlar için, işte tokgözlü olmak böyle bir şeydir. (!)


bazılarına göre aşk bir denizdir ve o denizin içinde boğulanlar kerizdir. onlara göre sevgililer günü de kerizler, enâyiler günüdür. aslında 'sevgililer günü' şeklindeki iki kelime önemli bir hakikati anlatır: insanlar artık günübirlik sevmektedir, ömürlük değil günlük sevgiler rağbet görmektedir...

Anne usulü bı gelenektir. Annem her yıl bana kışlık yapar evet evde yürüyecek alan pek kalmaz ama olsun kışlık domates, biber dolma taze, meyve suyu, turşu bolca vardır. Ve tabi harika reçeller. Anne candır ya onlar olmasa halimiz harab.

# Ağzından baklayı çıkarmak
Duyduğumda sözü olanın sözünü söylemesi yada sırrın açığa çıkması için söyleyecek kişiyi cesaretlendirmek olarak bildiğim bu atasözü,
iskender Pala'nın ''iki Dirhem Bir Çekirdek'' Kitabında aklımda kaldığı kadarı ile;
Geçmiş zamanda ağzı bozuk küfürbaz bir adam varmış zamanla kendisine zarar verdiği düşünüp tekkeye gitmiş dervişe durumu anlatmış bundan vaz geçmek istediğini söyleyip yardım istemiş Derviş bir avuç kuru bakla verip bir tanesini dilinin altına koymasını istemiş ıslanıp şişince yeni bir tane koymasını konuşmak istediğinde kendisi ile konuşmasını sağlık vermiş bu arada yanından hiç ayırmamış bir akşam sohbet dönüşü yoğun yağmur yağışı altında köyün birinden geçerken bir kız çocuğu camdan derviş bekle diye seslenmiş önemli bir konu olduğunu düşünüp yağmurun altında beklemeye başlamışlar uzun bir süre sonra kız yeniden camda görünmüş bekleyin diyerek yine içeri kaçmış yağmurun altında dervişinde iyice canı sıkılmış kızmış kız bir kez daha camda görünüp tamam gide bilirsiniz deyince iyice ıslanan derviş kıza neden beklettiği sormuş kız annem yumurtaları sarıklı birini görüpte tavuğun altına koyarsanız civ cvi çıkar dedi onu yaptım deyince nevri dönen derviş yanındakine çıkar ağzındaki baklayı deyivermiş,
aklımda kaldığı kadarı ile böyleydi kitapta ata sözlerinin nerelerden günümüze gelidğine dair güzel anlatımlar var,
vaktinden önce baklayı çıkarmayın sabredin :)

sadakatsiz'in aldatılan ama aldatarak intikamını alan, bir yandan zavallı bir yandan psikopat, bu bölümde volkan'ın geri dönmesi neticesinde hayatının şaftı kayacak olan, güzel ve zengin doktor asya'sı. fakat bana kalırsa o rol, kendisinin üzerinde emanet gibi durmaktadır. hayır yani bir serenay sarıkaya, bir özge özpirinçci falan olaydı; aldatılan ve intikam hırsıyla yanıp tutuşan bir kadını daha gerçekçi oynayabilirdi şeklindeki düşünceler beynimi işgal etmektedir. artık 40 yaşına vâsıl olan, anason'un dediği gibi 'yaşlandırıyor seni aynalar' moduna girmiş, hafiften yolun sonuna doğru yaklaşan, cahit sıtkı tarancı'nın 'yolun yarısı eder' dediği yaşı geçeli tam 5 yıl olmuş cansu dere; şimdi eski bir fotoğrafı ile gündemdedir. meşhur atv dizilerinden ezel ve sıla'nın da başrollerinde yer alan cansu dere, en çok da Eyşan karakteriyle hem türkiye'de hem yurt dışında popüler olmuştu, hatırlanmalıdır. aslında kariyeri mankenlikle başlamış fakat oyunculukla 'u' dönüşü yapmıştır. işte lafı oraya getireceğim; kariyerinin daha ilk yıllarında, henüz çok amatörken çekilmiş olan bir resmi sosyal medyada çok konuşulmaya başlanmıştır. değişimiyle gripin şarkısındaki gibi 'nerden nereyeee' dememize sebebiyet veren cansu dere; 'ya Miss Turkey 3. güzeli olan cansu bu muydu yaaaw?' diye tekrar sorgulatmıştır. neyse, bu arada belirtmeden geçmeyeyim; cansu dere 'anne' dizisinde de turna'ya sahip çıkan zeynep öğretmen olarak rol almıştır. sıkı takipçisi olduğum bu dizide zeynep öğretmenin başına gelen o fecî, o elîm kaza beni fazlasıyla üzmüştür. Şahsiyet'te cansu dere, nevra elmas'ı nasıl oynadı; orası benim açımdan bir muammadır. yıl olmuş neredeyse 2021, hâlâ şahsiyet dizisini izlememişimdir. fi'den sonra yerine hiçbir şey koyamadığım için, şahsiyet dizisiyle yeni puhu tv yapıtlarına yelken açmak bana ağır gelmiştir. (konu yine çorba oldu farkındayım ama işte eskidefterler'in böyle bir atmosferi vardır. insan yazmaya başlayınca kendini durduramamaktadır. eskidefterler'e sevgilerimi sunarken, bu ortamın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletmek üzerime düşen bir borçtur.)
not: kardeşi arda dere silahlı saldırıya uğramıştır, kendisine de geçmiş olsun dileklerimizi gönderirken bu fasıl burada son bulmaktadır.

Star kanalında başlayan harika program. Kuzeyin oğlu Volkan konak tarafından sunuluyor. Diğer kanaldaki şarkılar seni söyler tutunca sanırım böyle nostaljik şarkılar şu pandemi döneminde tutuyor diye bir program yapmak istemiş star ama çok güzel bir seviyeye evrilmiş özlemişizde volkan konak abimizi tv de görmeyi. Ben şahsen çok beğendim konuklarda iyiydi tam bir karadeniz gecesi oldu.

yalan, saygısızlık, hadsizlik

bu yıl çok ilginç bir takım görüntüsü var. iç sahada çok başarısız ama deplasmanda gayet iyi.
fenerbahçe bu yıl çok dağınık geldi bana. inşaallah düzelir.
iç sahada biraz deli toplu oynayabilse şuan açık ara liderdi.
yinede fenerbahçeli olduğum için mutluyum.
fenerbahçe aşkı başkadır.