Güzel bir paylaşım insanların bazen bu isimlerin nereden geldiği
Ne amaçla verildiğini merak etmektedir.
Zaman değiştikçe isimlerde zamana ayak uydurmuş
Ben öyle anladım.
Emeğinize sağlık
hadi gel buluşalım
eski köprünün altındaa
eski köprünün altındaa
Hiç ucuz motor yağı kullanacak kadar zengin olmadım. Siz siz olun servisin önerdiği markadadan şaşmayın arkadaşlar. Ucuz diye bette bulduklarınızın da son kullanma tarihlerine bir bakın. Durduk yere iş açarsınız başınıza maazallah.
Türkiye, Pakistan ve Malezya ortak televizyon kanalı kuracak. Hadi bakalım hayırlısı olsun.
Bu duruma en iyi örnek kıl dönmesi rahatsızlığıdır. Yani ya ters döndüğü iddia edilen kıl düzde diğerleri tersse? Hiç bunu düşünmüyor doktorlar hep azınlık olanın başına geliyor ne geliyorsa. Az olanın görüşü terstir, çok olanın görüşü düzdür diyorlar.
hiçbir zaman yemediğim, yemeyi düşünmediğim et ürünü. hakkında bildiğim tek şey, hayvanların bağırsaklarından yapılıyor olduğu. -nimetleri küçümsemiyorum, hiçbir yemeğe iğrenç demem yanlış anlaşılmasın fakat- benim kıymalı börekten ve lahmacundan bile midem bulanırken kokoreç yemem düşünülemez, düşünülmesi teklif dahi edilemez. (!)
içinde tane tane kıyma olan hiçbir şeyi yemem fakat köfte ve hamburger yerim. bu da ayrı bir çelişki.
isteğe bağlı ekmek arasında veya tabakta yenen kokoreç, bol kekik ile daha güzel oluyormuş. özellikle konser çıkışında veya arkadaş buluşmalarında sıklıkla tercih edilen bu yemek kimilerine göre bir efsane, kimilerine göre kokusu bile işkence.
Gerçi kokoreç şurada dursun, ona gelene kadar durup düşünmemiz, kendimizi sorgulamamız gereken o kadar çok şey var ki… Örneğin bayıla bayıla yediğimiz salamlar, hayvanların un hâline getirilmiş kemik ve kıkırdaklarından yapılan sosisler. peki ya hangi malzemeden üretildiği belli bile olmayan sucuklar?
İçine çin tuzu katılan hamburgerler, yarısından çoğu et değil yağ olan dönerler…
(bu söylediklerim hiçbir işe yaramayacak, siz yine yemeye devam edeceksiniz biliyorum. Çünkü ben de edeceğim. Sigaranın zararlarını çok iyi bilmesine rağmen tiryakilikten vazgeçemeyen insanlar gibi, bağımlı hâle getirildik.
Fiyatlar her gün sinsice 1'er TL, 2'er TL artırılmaya devam ederken, fast-food artık bir lüks olmuşken, ev yemeklerini bırakıp hâlâ dışarıdaki ne idüğü belirsiz şeylere para vermek gerçekten çok üzücü. Kendime, vücuduma, kalp damarlarıma acıyorum. Yediklerimin acısı Ömrüm olursa muhtemelen bundan 20-30 yıl sonra çıkacak biliyorum. Bu bir itiraftır, okuduğunuz için teşekkürler dostlar!)
içinde tane tane kıyma olan hiçbir şeyi yemem fakat köfte ve hamburger yerim. bu da ayrı bir çelişki.
isteğe bağlı ekmek arasında veya tabakta yenen kokoreç, bol kekik ile daha güzel oluyormuş. özellikle konser çıkışında veya arkadaş buluşmalarında sıklıkla tercih edilen bu yemek kimilerine göre bir efsane, kimilerine göre kokusu bile işkence.
Gerçi kokoreç şurada dursun, ona gelene kadar durup düşünmemiz, kendimizi sorgulamamız gereken o kadar çok şey var ki… Örneğin bayıla bayıla yediğimiz salamlar, hayvanların un hâline getirilmiş kemik ve kıkırdaklarından yapılan sosisler. peki ya hangi malzemeden üretildiği belli bile olmayan sucuklar?
İçine çin tuzu katılan hamburgerler, yarısından çoğu et değil yağ olan dönerler…
(bu söylediklerim hiçbir işe yaramayacak, siz yine yemeye devam edeceksiniz biliyorum. Çünkü ben de edeceğim. Sigaranın zararlarını çok iyi bilmesine rağmen tiryakilikten vazgeçemeyen insanlar gibi, bağımlı hâle getirildik.
Fiyatlar her gün sinsice 1'er TL, 2'er TL artırılmaya devam ederken, fast-food artık bir lüks olmuşken, ev yemeklerini bırakıp hâlâ dışarıdaki ne idüğü belirsiz şeylere para vermek gerçekten çok üzücü. Kendime, vücuduma, kalp damarlarıma acıyorum. Yediklerimin acısı Ömrüm olursa muhtemelen bundan 20-30 yıl sonra çıkacak biliyorum. Bu bir itiraftır, okuduğunuz için teşekkürler dostlar!)
Eskiden hiç değişmem böyle kalırım diyordum. Şimdi anlıyorum ki baya büyük konuşmuşum. Dediğim şeyi yaladım yuttum. Bakıyorum ki dün ile bugün arasında bile kendimde uçurum var. Çok sey yaşamak gerekmiyor tek bir an yetiyor kendi haline sasirmak için.
evlerinize bayraklar asın, çocukların odalarını süsleyin ve onlara güzel kıyafetler alarak bayram coşkusunu yaşatın. bu bayramın ne olduğunu soran çocuklarımızda lütfen bıkmadan sıkılmadan nedenini ve bu bayramın nasıl ortaya çıktığını anlatın. hangi şartlardan geçtiğimizi nasıl bir ülke olarak dimdik ayakta kaldığımızı ve nasıl bir öndere sahip olduğumuzu anlatın onlara. ellerinde bayraklarla fotoğraflalarını çekin ve gelecekte kendi yaşadıkları bayramları, kendi çocuklarına anlatmalarına olanak sağlayın. lütfen içimizdeki vatan sevgisinin ve cumhuriyet coşkusunun kaybolmasına müsaade etmeyelim
Beni buraya kadar getiren duygu durumu. Aslında mutluluk abartılıyor. Dünyada aranmaması gerekenlerin başında geliyor. Önemli olan iç huzur. O da yok gerçi. İlk yazım, umarım ayak uydurabilirim. Sevgiler
Gerçekten çok faydalı ağız sağlığı çok önemli
hoş geldiniz, bilginizle fikirler ve eleştiriler getirdiniz.
eski defterler ile zamanda yolculuk açılıyor. dün, bugün, yarın ve sonsuza değin el değmemiş konularda deneyim ve düşüncelerinizi açıkça paylaşabildiğimiz kronolojik bilgilik, hayata dair ne varsa aklınızdakilere 7/24 tercüman olacak etik çerçevede bir topluluğuz.
üyemiz olarak, zaman makinesi eski defterler'e siz de özgürce yazılar yazmak ve yönetimine katılmak ister misiniz? iletişim: sozluk@eskidefterler.com / +908503022238